Sword of Khans’ı ilk açtığımda dedim ki, “hani n’apıyoz şimdi, savaş mı var, ganimet mi?” Meğer ikisi birdenmiş! Resmen Orta Asya’nın sert havasını, eski Türk destanlarının ruhunu makaralara sıkıştırmışlar. Yani sadece kazanmak değil, efsane olmak da mesele. Slotter‘da oyunu ilk denediğimde, bildiğin kılıç kuşanmış gibi hissettim. Hadi bakalım, kimmiş gerçek kahraman?
Bu oyunun sana verdiği hissiyat net: ya kahraman olacaksın ya da tekrar deneyeceksin. İlk başta biraz çekinerek girdim, “ulan şimdi üç kılıç gelsin de göreyim” dedim. Gelsin mi? Geldi. Hem de öyle gelişi güzel değil, takır takır sırayla, müzik eşliğinde. Her bir scatter sembolü düşerken içimden mehter marşı geçiyor. Sonra başlıyor şov. Freespin gırla, çarpanlar desen ayrı dünya.
Hele o rastgele seçilen sembol özelliği yok mu… Allah’ım o anda seçilen sembole öyle bir duygusal bağ kuruyorum ki, sanki yıllardır tanışıyoruz. Hele büyüyüp tüm makaralara yayılırsa, o zaman kahramanlık hikâyen yazılmaya başlıyor. Para değil artık, efsane kazanıyorsun.
Yani kardeşim, oyunun havası zaten ayrı bir dünya ama iş Slotter’da oynamaya gelince işler ciddileşiyor. Akıyor oyun, takılma yok. Müzik olsun, görseller olsun, tam kıvamında. Hani şöyle ekran başında oturmuşsun, bir elin kahvede çay bardağı tutuyormuş gibi rahat.
Slotter’ı bir başka sevme sebebim de bu işte; sadece oyunu sunmuyor, sana atmosferi yaşatıyor. Arada pat diye bonuslar, bedava döndürmeler, cashback’ler… Yani Khan’ın kılıcını sallarken sırtın yere gelmiyor. Bi’ de şöyle arada Slotter topluluğundan gelen yorumlara göz atınca, anlıyorsun ki yalnız değilsin. Hep birlikte kılıç sallayan bir tayfa gibiyiz.
Her spin bir meydan savaşı gibi. Ve sen her bastığında sanki bir savaş alanına adım atıyorsun. Gerçekten ha, bazen o kadar kaptırıyorum ki kendimi, “bu sefer zafer benim olacak” diye içimden bağırıyorum. Ve çoğu zaman da oluyor. Ama ne olursa olsun, o oyun sonunda insan bir tuhaf oluyor. Hem eğlenmişim, hem de içimde garip bir gurur.
Bak şimdi, bazı slotlar vardır; oynarsın, gülersin, geçersin. Ama Sword of Khans farklı. Sanki seni çağırıyor. Sanki diyor ki: “Gel, kendi efsaneni yaz!” İşte o yüzden buradayım. Ve Slotter sayesinde, o çağrıya kulak veriyorum.
Bazı oyunlar var, daha isminde ne yapacağı belli. İşte Great Rhino da onlardan. Adı üstünde:…
Hayatta bazı şeyler vardır ya, ilk bakışta çeker seni. İşte Shining Crown tam olarak öyle…
Bak, samimi olayım mı? Flaming Hot ismini ilk gördüğümde, "Bu ne ya, cips mi bu?"…
Bak şimdi, dürüst olayım. Bazen sade olanı küçümsüyoruz. Hani böyle cillop grafikler, yok animasyonlar falan...…
Daha ismini duyar duymaz insan bir irkiliyor. “Book of Fallen” deyince insanın aklına hemen antik…
Köpek seven bir milletiz, tamam mı? Ama bu The Dog House Multihold var ya... O…